Seçimsiz demokrasi olmaz. Seçimler demokrasilerin olmazsa olmaz koşuludur. Demokrasilerde, seçimlerin nasıl ve ne zaman yapılacağı, hangi kurallara tabi olacağı ve kimler tarafından denetleneceği, en az seçimlerin varlığı kadar önemlidir. Bu bakımdan, demokratik bir hukuk devleti olan ülkemizde seçimlerle ilgili kurallar, Anayasamızda ve bu konuda çıkartılmış yasalarda açık şekilde düzenlenmiştir.
Anayasanın 67. Maddesinde seçimler ve halkoylamasının; serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre yapılacağı belirtilmiştir.
Anayasanın 79. maddesi, seçimlerin yargı organının yönetim ve denetiminde yapılmasını öngörmüştür. Bu amaçla Yüksek Seçim Kurulu (YSK) adıyla, yedi yüksek hakimden oluşan bağımsız bir seçim kurulu oluşturulmuştur. Bu Kurul, seçim kararı alındığında veya yasalarda öngörülen seçimlerin zamanı geldiğinde kendiliğinden harekete geçerek seçimlerin yapılışını yönetir ve seçim sonuçları açıklanıncaya kadar görevine devam eder. Seçimlerle ilgili her türlü karar, son merci olarak YSK tarafından verilir. İl ve İlçelerde, YSK na bağlı olarak çalışan, hakimlerin başkanlığında oluşturulmuş il ve ilçe seçim kurulları bulunur.
Ülkemizde yapılan seçimleri genel seçimler ve yerel seçimler olarak sınıflandırmak mümkündür. Genel seçim ifadesi milletvekili seçimlerini ve halkoylamasını belirtmektedir. Yerel seçimler denildiğinde ise, Belediye Başkanlığı, Belediye Meclisi, İl Genel Meclisi seçimleri ile muhtarlık ve ihtiyar heyeti seçimleri anlaşılmalıdır.
Anayasamızın 77 ve 127nci maddelerine göre seçimler beş yılda bir yapılır. Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin beş yıl dolmadan öncede yapılmasına karar verebilir. Seçimlerin beş yıldan sonraya bırakılması ise, ancak savaş hali nedeniyle mümkündür.
Türkiye'de seçim hukukunu oluşturan kurallar, anayasa dışında:
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen kütükleri Hakkında Kanun,
2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu,
2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun ve
Siyasi Partiler kanununda yer almıştır.
TBMM tarafından alınan karar gereğince Türkiye'de 3 Kasım 2002 tarihinde Milletvekili seçimleri yapılacaktır. Bu seçimler zamanından önce yapılması nedeniyle, erken seçim niteliğindedir. Yapılacak milletvekili seçimleriyle ilgili olarak önemli saydığımız bazı bilgileri sizlere aktarmak istiyoruz.
Kimler Milletvekili seçilebilir:
Anayasa ve Milletvekili Seçimi Kanunu hükümlerine göre 30 yaşını dolduran her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilir. Ancak, ilk okul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç, toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezası giymiş olanlar ve affa uğramış olsa bile yüz kızartıcı suçlar ile bazı suçları işlemiş olanlar milletvekili seçilemezler.
Milletvekili seçilmek için bir siyasal partiden aday olmak şart olmayıp, bir seçim çevresinden bağımsız aday olarak da milletvekili seçilmesi mümkündür. Ancak, uygulanan seçim sistemi nedeniyle bağımsız olarak Milletvekili (MV) seçilmek çok zordur.
TBMM seçimleri 550 milletvekili için yapılmaktadır. Hangi ilin ne kadar MV çıkartacağı en son nüfus sayımı dikkate alınarak YSK tarafından hesaplanır. Hesaplama yapılırken, önce her ile bir MV verilir. Kalan 469 sayısı nüfusa bölünerek, illerin çıkartacağı MV sayısı bulunur. Ancak seçim sisteminin özelliği nedeniyle bir takım eşitsizlikler yaşandığı bilinmektedir. Küçük nüfuslu iller daha az sayıda oy ile MV çıkartırken büyük şehirlerin oy sayısı iki üç katına ulaşmaktadır. (Tunceli'de 46.000 seçmene bir MV seçilirken İstanbul'da 143.000 seçmene bir MV seçilmektedir)
Siyasi Partiler Yasasına göre, bir siyasal partinin milletvekili seçimlerine katılabilmesi için, illerin en az yarısında oy verme gününden en az altı ay önce örgütünü kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olması veya TBMM de grubu bulunması şarttır. 3 Kasımda yapılacak olan seçimlere bu özelliğe sahip 23 parti katılacaktır.
Milletvekili Seçimi Yasasına göre, bir siyasi partinin aldığı oylar, ülke genelinde geçerli oyların %10 'unu geçmediği taktirde o parti MV çıkaramamaktadır. Bu nedenle, Ülke barajını aşamayan partilerin bir seçim çevresinde aldıkları oy oranı ne olursa olsun, MV çıkarması mümkün değildir.
Hemen belirtmeliyiz ki, %10 luk baraj, demokratik açıdan yüksek bir orandır. Oranın yüksek oluşu nedeniyle, halkın Mecliste temsili partilerin aldıkları oy oranlarına paralellik göstermemektedir. Yönetimde istikrar sağlanabilmesi için konulmuş bu kuralın, pratikte istikrarı sağlamadığı da görülmüştür. Bu durum, partiler arasında yapay ve danışıklı ittifakların yapılmasına yol açmakta, siyasal etik bakımından hoş olmayan sonuçlar yaşanmaktadır.
Seçimlerin ülkemiz için yararlı olmasını diliyoruz.