Baro Bülteninin Eylül 2005 tarihli 22nci sayısında Avukatlık Meslek Kuralları hakkında genel bilgiler sunduktan sonra, sekiz maddeden oluşan "Meslektaşlar Arası Dayanışma ve İlişkiler" konusundaki meslek kurallarını yayınlamıştık. Bu yazıda, Avukatlık Meslek Kurallarının anılan bölümüyle ilgili ilkelerini değerlendirmeye ve yorumlamaya çalışacağız.
Avukatlar arasındaki ilişkilerde en çok ihlal edilen meslek kuralı, 27nci maddenin 2nci fıkrasını oluşturan "Bir avukat başka bir avukata karşı asıl ya da vekil sıfatıyla takip edeceği davayı kendi barosuna bir yazıyla bildirir" kuralıdır. Madde hükmünde her ne kadar "davayı . bildirir" denilmekte ise de "dava" kavramı; icra takiplerini ve Cumhuriyet Savcılığına yapılan şikâyetleri de kapsayacak şekilde geniş yorumlanmaktadır.
Böyle bir kuralın konulmasının amacı; avukatla avukat ve avukatla iş sahibi arasında çıkan uyuşmazlığın baroların bilgisi ve öncülüğünde uzlaşma yoluyla çözümlenmesine yardımcı olmak, baro üyesi olan avukatlar arasındaki sorunlar hakkında baronun bilgi edinmesini sağlamak ve aleyhine dava açılan avukatın, dava konusu eylem ve işleminin baro yönetimince değerlendirilip gerekirse disiplin soruşturmasının başlatılmasına olanak sağlamaktır.
Meslek Kurallarının 27/2nci maddesi gereğince baroya yapılacak bildirim, avukatları denetlemek amacına yönelik değildir. Bazı avukatlarca gereksiz görülen bildirimde bulunmanın asıl amacı; avukatlık onuru ve meslek düzeninin korunmasında baro organlarının daha aktif hale getirilmesi, meslek dayanışmasına zarar verecek uyuşmazlıkların barışçı yöntemlerle çözülmesi için baroların aracı kılınması, avukatlar arasında dayanışmayı sağlayan etik değerlerin korunmasıdır. Böylece, meslektaşlar arasındaki sorunların olabildiğince barolar bünyesinde çözümlenmesi gerçekleştirilerek avukatlık mesleğine olan saygı ve güvenin sarsılması önlenmiş olacaktır.
Ancak bu meslek kuralı bazen kötüye de kullanılabilmektedir. Örneğin; haklı bir nedenle bir başka avukat hakkında dava açmak zorunda kalan avukat, sırf baroya bildirimde bulunmadığı için hakkında dava açılan avukat tarafından şikâyet edilmekte ve 27/2. maddenin ihlali nedeniyle disiplin cezası alabilmektedir. Bu ilkeyle ilgili olarak belirtmek istediğimiz bir başka husus ise, 27/2. maddede ki meslek kuralının sadece, iki avukatın birbiriyle ilgili kişisel sorunlarını değil, müvekkilleri adına başka bir avukata karşı açacakları davalar nedeniyle de baroya bildirim zorunluluğunu kapsamış olduğudur. Aksi takdirde kural ihlali gerçekleşeceğinden disiplin cezası alınması ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bu konuda değineceğimiz bir başka bir husus ise, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilerek ortadan kaldırılan Baro Hakem Kurullarına yapılacak başvurularda baroya ayrıca bildirimde bulunup bulunmayacağı sorunudur. Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu bir kararında, oy çokluğuyla, Baro Hakem Kurullarına yapılan başvurularda baro yönetimine bildirimde bulunulması gerekmediğine karar vermiştir.
Meslektaşlar Arası Dayanışma ve İlişkilerle ilgili meslek kurallarından en çok ihlal edilen bir başka kural, 26ncı madde ve 27/1 de yer alan ilkelerdir. 26ncı madde, "Hiçbir avukat, bir meslektaşının mesleki tutum ve davranışları hakkındaki düşüncelerini kamuoyuna açıklayamaz. Bu yoldaki şikâyetlerin merci'i yalnız barolardır." kuralını koymakta, 27/1 madde ise "Hiçbir avukat, herhangi bir meslektaşı özellikle hasım meslektaşı hakkında küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüşlerini ve düşüncelerini açıkça belirtemez." İlkesine yer vermektedir.
Bazı avukatlar yazdıkları dava dilekçelerinde hiç gereği yokken, müvekkilleriyle özleşerek karşı taraf avukatı hakkında küçük düşürücü nitelikte görüş açıklamalarında bulunabilmektedirler. Taraflar arasındaki husumetin avukatlar açısından da yaşanmasına neden olan bu tür tutum ve davranışlar meslek ilkelerine aykırılık oluşturmakta ve disiplin cezası gerektirmektedir. Meslek kurallarının genel kurallar bölümünde yer alan "Avukat yazarken de, konuşurken de, düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır, mesleki çalışmasında avukat hukukla ve yasalarla ilgisiz açıklamalardan kaçınmalıdır." ve 6.maddede belirtilen "Avukat iddia ve savunmanın hukuki yönüyle ilgilidir" ilkeleri dikkate alındığında 27/1 maddesinde yer alan meslek ilkesi daha anlamlı hale gelmektedir. Dolayısıyla avukatların dilekçelerinde kullandıkları ifadelere ve duruşmalarda yaptıkları konuşmalara dikkat etmeleri, karşı taraf avukatı hakkında olumsuz söz söylemekten ve tutumlar takınmaktan kaçınmaları gerekmektedir. Kuşkusuz, savunma sınırları içerisinde kalacak söz ve ifadelerin disiplin suçu oluşturmayacağı, bu tür değerlendirmelerin, her olayın kendine özgü koşulları içerisinde disiplin kurullarının takdir yetkisi içinde kalacağı açıktır. Örneğin, disiplin kovuşturmasına konu bir olayda şikâyet edilen bir avukatın dilekçesinde yazdığı "Davalı şirketin sayın vekilinin haddini, savunma ve edep sınırlarını aşan itirazları.", "Davalının 25.09.2001 tarihli celsede sunduğu dilekçesi ciddi mantık hataları ve vekili bakımından da yer yer mesleki terbiye sınırlarını aşan cümleler içermektedir." şeklindeki ifadeler, savunma sınırlarını aşan ifadeler olarak kabul edilmiş ve şikâyetli avukata kınama cezası verilmiştir. Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu tarafından bu karar onaylanmıştır.
Bu bölümde yer alan ilkelerden en çok ihlal edilen bir başka ilke ise, 31nci meslek kuralıdır. Bu meslek kuralına göre "Avukat hasım tarafın ancak avukatı ile görüşebilir. (Hasmın avukatı yok ise) avukatın hasımla teması zorunlu sınırlar içinde kalır. Hasım tarafla her temasından sonra avukat müvekkiline bilgi verir." Bir avukatın karşı tarafın avukatı olduğu sürece ancak onunla ilişki kurması gerektiğini belirten ilkenin amacı, mesleğe olan güveni sağlamaktır. Bir güven mesleği olan avukatlıkta ilişkiler son derece önemli olup, hem kendi müvekkili hem de karşı taraf yönünden avukatlık mesleği hakkında güven sarsıcı bir durumun ortaya çıkmaması için bu kurala uyulması zorunludur. Meslek kurallarının bu ilkesi gereğince, davada avukatı bulunan karşı taraf ile avukatların sadece yüz yüze görüşmeleri değil, her türlü irtibatın avukatlar aracılıyla kurulmasının sağlanması amaçlanmaktadır.
Disiplin kovuşturmasına konu bir olayda, Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu, şikâyet edilen bir avukatın, davalı asile yazı yazıp vekili avukatın duruşmaya katılmadığını bildirerek dava konusu cihazların keşif yerinde bulundurulmasını talep etmesini, Meslek Kurallarının 31nci maddesine aykırı bularak ceza veren ilgili Baro Disiplin Kurulu kararını onaylamıştır.
Meslek kurallarının, avukatların toplum içerisindeki saygınlığını korumak için konulduğu unutulmamalı ve kurallar benimsenerek uygulanmalıdır. Avukatların öncelikle birbirlerine saygıda kusur etmemesi ve dayanışma içinde bulunması gerekmektedir. Özellikle Müvekkil ile bütünleşmekten ve taraf gibi davranmaktan kaçınmanın, bizi meslek kurallarını çiğnemekten alıkoyacağına ve saygınlığımızı artıracağına içtenlikle inanmaktayım.